KÜÇÜK AY
Gece olmak
üzereydi. Ay Dede ortalarda yoktu.
Yıldızlar, Ay Dedeyi arıyorlardı.
Birden ince
bir parıltı belirdi. Yıldızlar şaşkınlık
içinde, bakakaldılar.
"Özür
dilerim, geciktim." dedi Küçük Ay. "Dedem
hastalandı, yerine beni gönderdi. Ama ne
yapacağımı bilmiyorum."
"Üzülme!"
dedi Kutup Yıldızı. "Sen de bizim gibi
bütün ışıklarını yak ve Dünya'yı seyret."
Söyleneni
yaptı ve bütün ışıklarını yaktı Küçük Ay.
Dünya'yı seyre daldı. O sırada ağlayan bir
çocuk sesi duydu. Ses bir evin açık
penceresinden geliyordu. Yavaşça uzanıp
evin içine bir göz attı. Burası bir çocuk
odasıydı. Küçük çocuk gözlerini silerek:
"Heeey! Sen
de kimsin?" diye sordu.
"Ben Küçük
Ay" dedi. "Dedem hastalandığı için
Dünya'yı onun yerine ben aydınlatıyorum."
Küçük
çocuk:
İyi ama
şimdi sen benimlesin. Dünya'yı kim
aydınlatıyor?" diye sordu."
"Yıldızlar.
Bak şu pencereden, ben yokken bile
aydınlık Dünya. Peki sen neden
ağlıyordun?"
"Oyun
oynamak ' istiyorum, ama benimle oynayacak
birini bulamadım. Sahi Küçük Ay, sen
benimle oynar mısın?" diye sordu çocuk.
Önce köşe
kapmaca oynadılar. Köşe kapmacada hep
çocuk yenildi. Çünkü o koşana kadar Küçük
Ay hızla köşeyi kapıveriyor-da Daha sonra
saklambaç oynadılar. Yenilme sırası Küçük
Ay'da oldu bu kez. Nereye saklansa, ışığı
yüzünden, çocuk onu kolayca buluyordu.
"Sabah
olmak üzere, artık gitmeliyim." dedi Küçük
Ay. Geldiği gibi açık pencereden süzülerek
dışarı çıktı. Öyle yorgundu ki... Üstelik
uykusu da gelmişti.
Feridun ORAL
Doğan Kardeş
(Kısaltılmıştır.)