UZAY YOLCULUĞU
"Üç! İki!
Bir! Sıfır Ateş!
Roket,
arkasından alevler saçarak hızla
gökyüzünde yükselmeye başladı. Giderek
küçüldü. Çok kısa zamanda kaybolup
gitti.
Artık
onunla radyo aracılığıyla konuşuluyordu.
"Alo!
Alo! Uzay aracından sesleniyorum.
Aracımız uzaya ulaşmış bulunuyor. Hiçbir
ağırlığımız kalmadı. Su içtiğimiz
bardağı boşluğa bıraktığımız zaman
havada durabiliyor. Sıçradığımızda
içinde bulunduğumuz bölmenin tavanına
kadar yükselebiliyoruz. Bir tüy
gibiyiz."
Yeryüzünde insanların pek çoğu bu
konuşmalara inanamadılar. Ama biraz
sonra aynı araçtan televizyon yayını da
yapılınca herkes şaşırıp kaldı. Roketin
içindeki astronot, bir bardak suyu
boşluğa döküyordu. Su damlaları, aşağı
doğru hızla akacağı yerde, sanki kuş
tüyü gibi boşlukta yüzüp duruyordu.
Nereye gideceğini, nereye boşalacağını
şaşırmış gibiydi.
Yeryüzündeki insanlar ancak bunları
görebiliyorlardı. Kim bilir, uzay
yolculuğunun daha ne kadar ilginç
yönleri olmalıydı.
Uzay
yolculuğunun ne biçim bir yolculuk
olduğunu anlayabilmek için önce
yeryüzünü tanımamız gerekiyor. Durmadan
dönen yerkürenin çevresini kalın bir
hava tabakası (atmosfer) sarmıştır.
Kalınlığı 900 km kadardır. Yerküre her
şeyi kendisine doğru çeker. Yer çekimi
çok güçlü bir çekimdir. Dalında sallanıp
duran bir ceviz bile, başımıza düşecek
olsa, canımızı yakacak kadar acıtır.
Yeryüzünden ayrılarak uzaya ulaşmak
oldukça zordur. Bu zorluğu, yer
çekiminden başka, hava tabakası da
yaratmaktadır. Uzaya çıkabilmek için
yerçekimi ile hava tabakasının karşı
koymasını yenebilecek güçte araçlar
gerekir. Bu araçlar yer çekimi gücünden
daha yüksek bir güçle itilirse, uzaya
ulaşabilir.
Uzay,
atmosfer tabakasından sonra başlayan,
içinde Güneş, Ay ve yıldızların
bulunduğu sonsuz boşluktur.
Yeryüzünden kurtulup uzaya ulaşan bir
araç, orada daha kolay yol
alabilmektedir. Çünkü uzayda araçların
ilerlemesini ya da yükselmesini
önleyecek yer çekimi gibi, atmosfer
engellemesi gibi etkenler yoktur. Uzayda
insan, elindeki leblebi tanesini
parmağıyla boşluğa fırlatsa, o leblebi
tanesi, yüz binlerce yıl boşlukta yol
alabilir. Leblebi tanesi kolayca yol
alabilir ama canlılar bir dakika bile
uzayda kalamazlar. Uzayda atmosfer
yoktur. Uzay yolcuları gereksinim
duydukları oksijeni birlikte götürmek
zorundadırlar. Bu da onlara özel
giysiler giymeyi zorunlu kılmaktadır. Bu
giysilerin rahat giysiler olduğunu kimse
söyleyemez. Uzay yolculuğu, güvenli olsa
bile, hiç de rahat ettiren bir yolculuk
değildir.
Erdal PALA
Tatil Kitabı 5