ÖZGÜRLÜĞÜN DEĞERİ
Bir kurt, köye yakın bir tepede bir
köpekle karşılaştı. Köpeğin gövdesi iri,
derisi gergin, tüyleri parlak, bakışı
canlıydı.
Kurt hiç öyle değildi. O, bir deri bir
kemikti. Kaburgalarını uzaktan
sayabilirdiniz.
Kurt, köpeğin bu durumuna özenerek
sordu:
— Arkadaş, bu ne rahatlık böyle? Ne
yaptın, ne ile beslendin de
bu kadar şişmanladın?
Köpek cevap verdi:
— Ne mi yaptım? İyi bir ev sahibim var.
Bana sabah akşam bol
yiyecek veriyor. İşim de evin bahçesinde
yan gelip yatarak eve bekçilik etmek.
İstersen sana da böyle bir yer bulayım.
Kurt bu işi pek beğendi. O da bir eve
girebilse ne iyi olurdu. Bu arada
gözleri köpeğin boynundaki tasmaya
ilişti: ~ O boynundaki şey ne öyle?
— Boynumdaki şey mi? Ne olacak, tasma.
— Niye taktın onu boynuna?
— Ben takmadım, taktılar.
— Neden?
— Hiç canım, önemsiz bir şey. Tasmanın
halkasına zinciri takarlar. Zincirin
ucunu da bir ağaca bağlarlar.
— Desene ki seni zincirle bağlarlar.
— İşte öyle bir şey.
Bu söz üzerine kurt, köpeği kızgın bir
bakışla süzdükten sonra:
— O hâlde arkadaş; yediğin, içtiğin,
rahatın, keyfin hep senin ol
sun. Sen artık zincirden kurtulamazsın.
Ben kırk yıl yarı aç gezerim de
bir saat zincirde bağlı kalamam. Besili
bir köle olmaktansa, zayıf bir
efendi kalır, özgür yaşarım. Hoşça kal!
dedi ve yürüyüp gidiverdi.
Haldun TANER
Aile Ansiklopedisi
(Kısaltılarak yeniden düzenlenmiştir.)