MUSTAFA KEMAL'İN HAYATINI KURTARAN SAAT
Mustafa Kemal, Anafartalar'a çıkan düşman askerlerini
denize dökmeye ant içmişti. Gün doğarken süngü ile
hücuma geçme emrini vermeyi düşünüyordu.
Tan
yeri hafif hafif ağarırken Mustafa Kemal, elinde
saati, hücum dakikasının gelmesini bekliyordu. Nihayet
vakit geldi. Mustafa Kemal, etrafındakilere:
—
Düşman kaçıyor. Benim işaret ettiğim tarafa doğru
saldırınız, diye emir vererek siperden dışarı atladı.
En önde koşuyor, kamçısıyla süngü hücumu yapılacak
yerleri gösteriyordu. Bütün cephede Mehmetçiklerin
düşman siperlerine atıldıkları görüldü. Karadan,
denizden yağdırılan top mermileri, bu akını
durduramıyordu. Bir aralık Mustafa Kemal'in yanındaki
süvari subayı:
—
Aman efendimiz, diye haykırdı. Vuruldunuz!
Genç
subayın gözleri büyümüş, telâştan aklı başından
gitmişti. Fakat komutanının soğukkanlılığı onu
büsbütün şaşırtmıştı.
Mustafa Kemal, eliyle onun ağzını kapatıp:
—
Sus!... dedi.
Yaralandığını asker duyar da cesaretleri kırılır, diye
düşünmüştü. Sonra elini göğsünde dolaştırıp yarasını
aradı. Bir misket tanesi, ceketini tam kalbinin
üstünden parçalamıştı. Elini göğsündeki küçük cebe
soktu. Misket tanesinin, bu cepte duran saatini
parçaladığını gördü. Anasının hediyesi olan bu saat,
onu bir kalkan gibi korumuş, tam kalbinden vurulmaktan
kurtarmıştı. Bu büyük süngü hücumu düşmanı bozguna
uğratmış, Mustafa Kemal bu hücumla eşsiz bir zafer
kazanmıştı.
Rakıp ÇALAPALA
Mustafa - Atatürk'ün Romanı
(Kısaltılarak yeniden düzenlenmiştir.)