KÖKLÜ VE ZENGİN TARİHİMİZ
Türk milletinin tarihi, çok eskiye dayanır. Orta
Asya'da kurulan Hunlar, Göktürkler, Uygurlar
tarihimizin köklerini oluşturur. Bu devletler,
meydana getirdikleri eserlerle Orta Asya'yı
uygarlığın beşiği durumuna getirmişlerdir.
Anadolu'da Selçuklular ve Osmanlılar,
bulundukları yerleri uygarlık eserleriyle
donatmışlardır. Böylece Türkler, dünya
uygarlığının gelişmesinde en büyük hizmeti
yapmışlardır.
Millî tarihimiz, bize güç ve gurur verecek
olaylarla doludur. Tarih boyu, en büyük devlet
adamları Türklerden çıkmıştır. Bilime, sanata en
büyük değeri Türkler vermiştir. Savaşta
yiğitliği, barışta öncülüğü Türkler yapmıştır.
Çağ değiştiren Fatih'i, dünyayı dize getiren
Atatürk'ü Türkler yetiştirmiştir.
Tarih, geçmişin tek bilgi kaynağıdır.
Milletimizin başarılarını, kültür
zenginliklerimizi, ancak tarih yoluyla kuşaktan
kuşağa aktarabilmekteyiz. Bu nedenle tarihimizi
çok iyi bilmemiz gerekir.
Atatürk, tarihimizi bilmenin önemini şöyle
belirtmiştir: "Kültür değerlerinin köklerini
tarihte aramak lâzımdır... Büyük devletler kuran
atalarımız, büyük uygarlıklara da sahip
olmuşlardır. Bunu aramak, incelemek, Türklüğe ve
dünyaya tanıtmak bizler için bir borçtur. Türk
çocuğu, atalarını tanıdıkça daha büyük işler
yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır." Bu
anlayışla hareket eden Atatürk, tarih alanında
yapılan çalışma ve araştırmalara destek
olmuştur. 1931'de Türk Tarih Kurumunun
kurulmasına öncülük etmiştir.
Köklü ve zengin bir geçmişe sahip olan
tarihimize sahip çıkalım. Tarihimizi her yönüyle
öğrenelim.
Ziya SIRMATEL