BEN
GAZETE SATICISIYIM
Ben gazete satıcısıyım.
İki
yıldır
yaparım
bu işi.
Hem
çalışır,
hem
okurum. Beşinci
sınıfa
gidiyorum. Okulum sabahtan
öğleye
kadar.
Öğleden
sonraları
dörde
beşe
kadar derslerime
çalışırım.
Sonra kitapları
toplar, koşarak
Cağaloğlu'na
inerim. Geç
kalmaya gelmez. Geç
kalan,
işsiz
kalır.
Gazetelerin akşam
baskıları
çıkmıştır.
Kocaman bir tomarı
koltuğumun
altına
sıkıştırıp
yerime giderim. Gazeteleri hep benim gibi
çocuklar
satar.
Hepimizin yeri bellidir. Kimse kimsenin yerini almaz.
Yerime varınca
başlarım
bağırmaya.
O gün
gazetedeki en
önemli
haber neyse onu bağırırım.
Bu
çok
işe
yarar. Gelip geçen
merak eder,
gazeteyi alır.
Devamlı
müşteriler
için
buna gerek yoktur. Onlar nasıl
olsa alırlar.
Akşam
sekize doğru
işim
biter, eve dönerim.
Gazete
öyle
büyük
para bırakmaz.
Ancak harçlığımı,
kitap, defter
paramı
çıkarırım.
Biz beş
kardeşiz.
Babamız
işçi.
Babamız
hepimizin
çalışmasını
ister.
Okulda arkadaşlarım,
öğretmenlerim
gazete sattığımı
bilirler.
İlk
öğrendiklerinde,
birkaç
kişi
alay etti. Onların
bu davranışına
çok
üzüldüm.
Öğretmenlerimden
bazıları
bana cesaret verdi.
Çalışmanın
iyi,
güzel
bir
şey
olduğunu
söylediler.
Ben okumak istiyorum.
Şimdiden
sonra da hem
çalışır,
hem okurum.
Okuyup büyük
adam olacağım.
Gazete satmayacağım
o zaman.
Gazeteleri satın
alacağım.
Işıl
ÖZGENTÜRK
Hayat Okulu