KAHRAMAN
KARINCALAR
Güneşli,
güzel bir yaz günüydü. Evimizin bahçesinde kardeşimle
oturuyorduk. Bir ara kardeşim sestendi:
Abla
bak, karıncalar kavga ediyorlar.
Hiç
karıncalar kavga eder miymiş?
Ediyorlar işte,
Kardeşimin gösterdiği yere çömeldim, Bu küçük yaratıkların
ne yaptığını incelemeye başladım.
Bir
karınca sürüsü, küçük bir ekmek kırıntısının başına
üşüşmüştü. Hazine bulmuş gibi kırıntıya saldırmış,
yuvalarına taşımaya çalışıyorlardı. Birbirleriyle hiç
çekişmeden yardımlaşıyorlardı.
Onları
bir süre seyrettikten sonra bîrden aklıma bir fikir geldi.
Çabucak eve gittim. Bir bardak su aldım. Suyu karıncaların
çevresine döktüm, Hayır, hayır! Onlara zarar vermek
istemiyordum. Sadece nasıl davranacaklarını merak
ediyordum. Davranışlarını gözlemlemeye başladım.
Yuvalarına kırıntı taşıyan karıncalar, suyu görünce birden
durdular. Kısa bir şaşkınlık geçirdiler. Sonra bir çıkış
yolu bulabilmek için dağıldılar. Bir kibrit çöpü gördüler.
Olanca güçleriyle itmeye başladılar. Suyun kenarına kadar
getirdiler. Büyük bir sessizlik içinde köprüden geçip
kurtuldular.
Doğrusu
çok büyük bir iş başarmışlardı.
Hüseyin
YANGIN
Küçük Su Damlasının Serüvenleri