DAĞINIK
ÇOCUK
Bir
varmış, bir yokmuş, bir çocuk varmış. Bu çocuk, çok
dağınıkmış. Üzerinden çıkarttığı giysileri yerlere
fırlatırmış. Kitaplarını ortada unutur; oyuncaklarını,
nerede oynamışsa oracıkta bırakırmış.
Bir gün,
yerlerde atılı duran eşyalar, aralarında konuşuyorlarmış :
Ceket,
"Sen neden hâlâ buradasın?" diye sormuş, ders kitabına.
"Bu saatte okulda olman gerekmiyor mu?"
"Evet;
ama dağınık çocuk okula giderken beni aradı, bulamadı.
Sonunda beni almadan gitti. Burada kalakaldım."
Çorap,
iç çamaşırı, tişört de yakınmış çocuktan.
"Bakın
ne yapalım, biliyor musunuz?" demiş pantolon. "Dağınık
çocuk, benim cebimde otobüs bileti unutmuş. Hep birlikte
otobüse binip buradan gidelim."
"Evet!"
diye bağırmış bütün eşyalar.
Bindikleri otobüs, onları yemyeşil kırlara götürmüş. Orada
saklambaç oynamışlar, top peşinde koşmuşlar... Yerlerde
yuvarlandıklarına, tozlanıp çamurlandıklarına hiç
aldırmıyorlarmiş.
Akşama
doğru, tekrar otobüse doluşup eve dönmüşler.
Bütün
eşyalar, daha önce atıldıkları yerlere aynen uzanıp
yorgunluktan uyuyakalmışlar.
Çocuk,
okuldan dönmüş. Eşyalarının hâlini görünce, "Keşke onları
yerlerine kaldırsaydım! Bu hâle gelmezlerdi." demiş.
Dağınık
çocuk, o günden sonra giysilerini, kitaplarını,
oyuncaklarını, hep yerlerine kaldırmış.
Aytül
AKAL
Geceyi Sevmeyen Çocuk (Kısaltılmıştır.)