GÜNEŞ
SAĞLIK GETİRİR
Güneş
anne ışıklarına: "Hazır olun, bu gün yer yüzüne ineceksiniz.
Fakat korkarım ki şu yağmur bulutları yolunuzu kesecek,.,"
dedi,
Kocaman
bir bulutun arkasında çaresiz kalmak güneş ışıkları için çok
can sıkıcı bir şeydi,
Küçük bir
ışık şöyle söylenmeye başladı:
- Ben dün
küçük Türkân'a: "Yarın gelirim," diye söz vermiştim.
Anneciği hastalanmış. Doktorlar, bahçede güneş altında
oturmasını söylemişler. Türkân da bana yalvarmıştı: "Kuzum
ışıkçığım, yarın parla da annemi bahçeye çıkarayım, çabuk
iyi olsun," demişti, Ah yaramaz bulut, şimdi ben seni bak
nasıl kovarım!
Küçük
ışık bu işi yalnız başına yapamazdı, Kardeşleri de ona
yardım ettiler, Bulutu birdenbire sürüp atamadılar. Ama
üzerinde o kadar çok durdular, onu öyle yaktılar ki, bulut
homurdanarak biraz öteye döndü. O vakit küçük bir aralık
açıldı.
Bizim
mini mini ışık buradan sıyrıldı. Kardeşlerini de çağırdı.
Öteki ışıklar da bulutun arasından Türkân'ın oturduğu küçük
evin önündeki bahçeye akın ettiler.
Türkân,
bahçe kapısının önünde durmuş, üzgün üzgün gök yüzüne
bakıyordu, Güneş ışıklarının geldiğini görünce yüzü güldü.
Hemen annesinin odasına koştu:
-
Anneciğim bak, dedi, güneş geldi, bütün bahçe ışıkla dolu,
bir kere gel de gör,,,
Annesini
elinden tuttu, bahçeye çıkardı. Kadıncağız çok zayıflamıştı,
Yüzü sapsarıydı. Türkân, onu bir elma ağacının altında
hazırladığı yumuşak bir halıya oturttu. Annenin yeri
gerçekten çok hoş, çok rahattı. Elma ağacı güzel, pembe
çiçeklerinden birkaç tanesini hasta kadının kucağına serpti,
Bahçede
türlü türlü çiçekler açmıştı. Kuşlar cıvıl cıvıl
ötüyorlardı. Limon sarısı renginde süslü bir kelebek,
annenin eline kondu. Kadıncağız burada rahat rahat
oturuyordu. Uzun zamandan beri görmediği bu sıcak güneşe,
güzel çiçeklere bakıyordu:
- Benim
sevgili Türkâncığım, burası ne kadar güzel. Güneş bana çok
iyi geliyor!
Türkân
eğildi, sevinçle annesinin yüzüne baktı:
Anneciğim, yanakların pembe pembe olmaya başladı, dedi.
Bana da
öyle geliyor kızım. Eğer güneşin ışıkları her gün böyle
parlasa, ben de bahçede oturabilsem, yakında büsbütün iyi
olacağım. Yeniden yüzüme renk gelecek.
(Üniteler
Ansiklopedisi 3, 1987)