DENİZE
GİDEN YAPRAK
Çınar
ağacının en tepesindeki yapraktım. Bulunduğum yer çok
güzeldi. Öteki ağaçları ve altımdaki dereyi izlemeyi çok
severdim.
Bir gün
dalımdan koptum. Önce başka bir yaprak kardeşimin üzerine
düştüm. Rüzgâr esince oradan aşağıya doğru uçmaya başladım.
İki dalın arasına takıldım.
Toprağa
düşmek istemiyordum. Denize gitmek istiyordum. Bunun için
dereye düşmem gerekiyordu. Derenin, denize döküldüğünü kuş
arkadaşlarım anlatmıştı.
Sincap
kardeşten, dereye düşmeme yardım etmesini istedim. Sincap,
beni kuyruğuyla itti ve derenin içine düştüm. Suyun üzerinde
bir süre gittim. Birden aşağıya doğru suyla birlikte uçmaya
başladım. Hiçbir şey göremiyordum.
Kendime
geldiğimde, kurbağaların bana bakarak gülümsediklerini
gördüm. Akıntı olmadığı için burada kalmışım. Kurbağalardan
beni akıntıya kadar götürmelerini istedim. Beni aralarına
alıp iteleyerek akıntıya götürdüler.
Derede
giderken üzerime bir arı kondu. Ona denizin ne kadar
uzaklıkta olduğunu sordum. Arı az bir yolumun kaldığını
söyledi. Çok heyecanlandım. Bütün gün suyun üzerinde kaya
kaya gittim. Çok yorulduğum için uyumuşum. Mis gibi bir koku
ile uyandım. Artık masmavi denizin ortasındaydım. Güneş bana
gülümsüyordu. Çok mutluydum.
Muzaffer
İzgü
Yedi Renkli Saat