PARMAKLARIN OYUNU
Sevgi, evlerinin
balkon duvarına dayanmış, parmaklarına
bakıyordu. Bir ara parmaklarının aynı olmadığını
gördü. Biri kalın, ötekiler ince ve uzundu.
Annesine:
— Anne, neden
benim parmaklarım değişik? diye
sordu.
Annesi örgüsünü
bırakıp döndü. Sevgi'nin avcunu açtı, ortasına
kendi parmağını koydu. Gülerek anlatmaya
başladı.
Buraya bir kuş
konmuş.
Sonra baş parmağını tuttu.
Bu tutmuş.
Sonra işaret
parmağını tuttu.
Bu tüylerini
yolmuş.
Sonra orta parmağını tuttu.
Bu pişirmiş.
Yüzük parmağını
tuttu. Avcunun içine kıvırdı.
— Bu yemiş.
Sonra küçük
parmağını kıvırarak elini avcunun içine aldı.
— Bu da "Hani
bana? Hani bana?" demiş.
Sevgi, oyun
bitince parmaklarına başka bir gözle bakıyordu.
Demek ki her birinin başka bir işi vardı.
— Bu parmağın adı
neydi anne? diye yeniden sordu.
Annesi, Sevgi'nin
gösterdiği küçük parmağa baktı:
— Serçe parmağı,
dedi.
Sevgi bir an düşündü:
— Küçüklere mi
serçe denir anne? Yoksa ben de
bir serçe miyim?
Annesi kızına
sarılıp öptü.
— Evet, sen de
bir serçesin. Hem de dünyanın en
güzel serçesisin,
Adnan ÇAKMAKÇIOĞLU
Trampet (Kısaltılmıştır.)