| Öğrenci Destek Hattı   | Öğretmen Destek Hattı |

  | Bize Ulaşın Bize Ulaşın | Site Haritası Site Haritası | Ana Sayfa Ana Sayfa |

s

 

D. Türk İnkılâbı ve Önemi

2. Siyasal Alanda İnkılâp

Saltanatın Kaldırılması

Osmanlı Devleti padişahlar tarafından yönetiliyordu. Saltanat adı verilen bu yönetimde bütün yetkiler padişahtaydı.

Mustafa Kemal, yeni Türk devletinin yönetiminde ulusun söz sahibi olmasını istiyordu. Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldığında, “Egemenlik ulusundur.” ilkesi kabul edildi. 1921 Anayasası’nda da, “Egemenlik kayıtsız şartsız ulusundur.” deniliyordu. Bu durumda padişahın hiçbir yetkisi kalmıyordu. Ancak, Kurtuluş Savaşı devam ettiği için saltanatın kaldırılması daha sonraya bırakıldı. Türk ulusu, Mustafa Kemal’in önderliğinde Kurtuluş Savaşı’nı başarıyla sonuçlandırdı. Düşmanları yurdumuzdan attı. Osmanlı padişahı Vahidettin bu çabaları desteklemediği gibi engellemeye çalıştı. Zaten Türk ulusunun idam fermanı sayılan Sevr Antlaşması’nı da Osmanlı Hükûmeti ve padişah onaylamıştı.

Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasından sonra Lozan’da barış görüşmelerine başlandı. İtilâf Devletleri, Lozan Barış Konferansı’na TBMM’nin yanında Osmanlı Hükûmeti’ni de çağırmıştı. Oysa Osmanlı Hükûmeti’nin barış görüşmelerine katılmaya ne hakkı ne de yetkisi vardı. Mustafa Kemal, bunu önlemek amacıyla TBMM’ye saltanatın kaldırılması için bir yasa tasarısı sundu. Bu tasarı, 1 Kasım 1922’de kabul edildi ve yasalaştı. Böylece Osmanlı Padişahı Vahidettin padişahlık yetkilerini kaybetti. İngilizlere sığınarak ailesiyle birlikte kaçtı.

Saltanat kaldırıldı; ancak halifelik bir süre daha devam etti. TBMM Hükûmeti, Osmanlı ailesinden Abdülmecit’i halife seçti.

Cumhuriyetin İlânı

Cumhuriyet, ulus egemenliğine dayanan, yöneticilerin halk tarafından belirli bir süre için seçildiği yönetim biçimidir. Halkın seçtiği milletvekilleri, mecliste yasalar yapar. Bu yasalara göre ülke idare edilir.

23 Nisan 1920’de TBMM’nin açılmasıyla yeni bir yönetim iş başına gelmişti. Kuruluş ve işleyiş biçimiyle bu yönetim, aslında cumhuriyetti. Çünkü Türkiye Büyük Millet Meclisinin temel ilkesi, egemenliğin kayıtsız şartsız ulusa ait olmasıydı. Ne var ki Kurtuluş Savaşı’nın sürdüğü günlerde ulusal birliği bozmamak için cumhuriyetten söz edilmedi.

Lozan Barış Anlaşması imzalandıktan kısa bir süre sonra hükûmet istifa etti. Meclisteki görüş ayrılıkları nedeniyle, günlerce yeni hükûmet kurulamadı. Bu bunalımın aşılabilmesi, hükûmet kurma sisteminin değiştirilmesine bağlıydı. Böylece, uygulanmakta olan yönetimin de adı konulmuş olacaktı.

Mustafa Kemal, 28 Ekim 1923 akşamı yakın arkadaşlarıyla bir toplantı yaparak bu konuyu görüştü. Bu görüşmenin sonunda, “Yarın cumhuriyeti ilân edeceğiz.” diyerek kararını açıkladı. O gece bir yasa tasarısı hazırladı. Ertesi gün bu yasa tasarısı TBMM’de görüşüldü. TBMM, cumhuriyetin ilânına karar verdi. 29 Ekim 1923 günü cumhuriyet ilân edildi. Cumhuriyetin ilânı ülkemizin her yanında sevinçle karşılandı. Gazi Mustafa Kemal ilk cumhurbaşkanı seçildi (Resim 29). Devleti en iyi şekilde yönetti.

Atatürk’ün en büyük eseri olan Türkiye Cumhuriyeti’ni korumak ve sonsuza kadar yaşatmak hepimizin görevidir.

Halifeliğin Kaldırılması

Hz. Muhammed’in ölümünden sonra yerine seçilen devlet başkanlarına halife deniliyordu. İlk dört halife seçimle başa geldiler. Emevîler bu seçim sistemini kaldırdılar. Halifeliği babadan oğula geçen bir saltanat hâline getirdiler. Abbasîler de Emevîler gibi aynı sistemi sürdürdüler. Daha sonra Osmanlı padişahlarının bazıları da halifelik unvanını kullandılar. Bunun nedeni, diğer İslâm devletlerine egemen olma isteğiydi.

TBMM’nin kararıyla saltanat kaldırılmış; fakat halifeliğin bir süre daha devam etmesi kararlaştırılmıştı. Ancak, TBMM tarafından seçilen son halife Abdülmecit, padişah gibi davranmaya başladı. Bu durum ülkede huzursuzluğa yol açtı. Halifelik, zamanla cumhuriyete karşı olanların güç alacağı bir kuruma dönüşebilirdi. Artık, ulus egemenliğine dayanan Türk devletinde halifelik gereksiz duruma gelmişti. 3 Mart 1924’te çıkarılan bir yasayla halifelik kaldırıldı. Böylece devlet düzeninin lâikleştirilmesinin önündeki en büyük engel kaldırılmış oldu. Yapılacak devrimlerin önü açıldı ve cumhuriyet sağlam temellere oturtuldu.

             
              Ana Sayfa

Sayfa 1/ 1
Önceki Sayfa   Sonraki Sayfa