2. Millî
Bilincin Güçlendirilmesi
c. Türkiye
Büyük Millet Meclisinin Açılışı
Mustafa Kemal, İstanbul’un
işgali ve Mebusan Meclisinin kapatılması üzerine yeni bir
meclisin toplanmasına karar verdi. Mebusan Meclisi üyelerinden
gelebilecek olanlar da bu meclise girebileceklerdi.
Ankara’da açılacak yeni meclis
için yurdun çeşitli illerinde yeniden seçimler yapıldı.
Hazırlıklar tamamlanınca 23 Nisan 1920’de Ankara’da,
Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldı. Meclisin açılmasından
sonra egemenlik ve devleti yönetme yetkisi Türk ulusunun oldu.
Meclis başkanlığına seçilen
Mustafa Kemal, milletvekillerine ülkenin içinde bulunduğu
durumu anlattı. Daha sonra Meclise bir önerge verdi. Bu
önergede şu konular yer alıyordu:
• Hükûmet kurmak gereklidir.
• TBMM’nin üstünde bir güç
yoktur.
• Yasama ve yürütme görevleri
TBMM’de toplanmıştır.
• Meclis içerisinden seçilecek
olan bir kurul, hükûmet işlerine bakar. Meclisin başkanı
hükûmetin de başkanıdır.
Büyük Millet Meclisi bu önergeyi
kabul etti. Kısa bir süre sonra da yeni bir hükûmet kuruldu.
Bu hükûmete Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmeti adı verildi.
TBMM Hükûmeti’nin kurulduğu bütün dünyaya duyuruldu.
Mustafa Kemal, TBMM’nin açıldığı
23 Nisan gününü Türk çocuklarına bayram olarak armağan etti.
Türkiye Büyük Millet
Meclisinin Açılmasından Sonraki Olaylar
Osmanlı Hükûmeti’nin başında
bulunan Damat Ferit Paşa, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
toplanmasına engel olmak istedi. Mustafa Kemal ve
arkadaşlarını kötüleyen propagandalar yaptırdı. Bu
propagandalar sonucunda, Anadolu’nun çeşitli yerlerinde
ayaklanmalar başladı. Bu ayaklanmaları, İtilâf Devletleri ve
azınlıklar da desteklediler. Ancak halkın büyük bir bölümü
ayaklanmalara katılmayarak Türkiye Büyük Millet Meclisi
Hükûmeti’nin yanında yer aldı. Ayaklanmalar bastırıldı.
Mondros Ateşkes Anlaşması’na
dayanan İtilâf Devletleri yurdumuzu işgal etmeye
başlamışlardı. Bir yandan da bu işgalleri Osmanlı Devleti’ne
kabul ettirmek ve bir barış antlaşması imzalatmak
istiyorlardı. Bunun için Osmanlı Devleti’ni Fransa’nın Sevres
(Sevr) kasabasına davet ettiler. İtilâf Devletleri ile Osmanlı
Hükûmeti'nin temsilcileri arasında 10 Ağustos 1920’ de Sevr
Antlaşması imzalandı. Bu antlaşma Türk yurdunu parçalamakla
kalmıyor; Türk ulusuna yaşama hakkı da tanımıyordu.
TBMM Sevr Antlaşması’nı kabul
etmedi. Antlaşmayı imzalayanları ve onaylayanları vatan haini
ilân etti. Türk ulusu, kendisini yok etmeyi amaçlayan bu
antlaşmanın uygulanmaması için mücadele etti. Bu nedenle Sevr
Antlaşması hiçbir zaman uygulanamadı.
Mondros Ateşkes Anlaşması ile
Osmanlı Devleti’nin ordusu dağıtılmıştı. İtilâf Devletleri
işgallere başlayınca, yurtseverler Anadolu’nun birçok yerinde
düşmana karşı koymaya çalıştılar. Kuva-yı Milliye birlikleri,
düşmana büyük kayıplar verdirdiler. Ancak bu birliklerin tam
başarı sağlamaları beklenemezdi.
Askerî bir disiplin içinde
olmayan bu birliklerin, düşmanı yurttan atmaları olanaksızdı.
Bu nedenle Mustafa Kemal, düzenli bir ordunun kurulmasını
istedi. TBMM bu isteği kabul etti. İsmet Paşa komutasında
Eskişehir’de düzenli ordu kuruldu. Kuva-yı Milliye
birliklerine, bu orduya katılmaları için çağrı yapıldı. Birçok
birlik bu çağrıya uydu ve düzenli orduya katıldı.
Kuva-yı Milliye birliklerinin en
güçlüsü Çerkez Ethem ve kuvvetleriydi. Çerkez Ethem ve
kuvvetleri düzenli orduya katılmayı reddettiler. TBMM ile
yaptıkları mücadele sonucunda Yunan tarafına sığındılar.
Düzenli orduların kurulmasıyla cephelerde başarılar
kazanılmaya başlandı.
|
Sayfa 1/ 1 |
|
Önceki Sayfa |
|
Sonraki Sayfa |
|