www.dersdestek.com
Vücudumuzun Bilmecesini Çözelim > Zararlı Maddelerin Boşaltımı
ZARARLI
MADDELERİN BOŞALTIM SİSTEMLERİ
Hücrelerde metabolik etkinlikler sonucunda oluşan artıkların difüzyonla ya da özelleşmiş yapılarla dışarı atılmasına boşaltım denir.
SALGILAMA
Bir hücre ya da hücre grubundan vücudun başka bölümlerine bazı olaylar için gerekli olan maddelerin salgılanmasıdır.
DIŞKILAMA
Sindirilemeyen besinlerin anüs yoluyla dışarı atılmasıdır.
Boşaltım ve salgılama olayında hücreler enerji tüketir.
Dışkılama olayında ise hücrelerin enerji tüketmesine gerek yoktur.
Omurgalı hayvanların tüm sınıflarında boşaltım organı BÖBREKLERDİR.
İNSAN BÖBREĞİ VE ÇALIŞMASI
Böbrekler fasulye tanesi biçiminde çukur kısımları birbirine dönük, bel hizasında karın boşluğunun arka tarafında ve omurganın iki yanında yer alırlar. Boyları 10-15 cm ortalama 160 g. ağırlığındadır.
Böbreğin tam ortasında üretere bağlanan havuzcuk (pelvis) bulunur.
Böbrekte yapı ve görev birimi nefrondur.
Yaklaşık olarak bir böbrekte 2 milyon kadar nefron vardır.
Böbreklerin temel görevi kanın kimyasal bileşimini değişmez tutmaktır.
İnsan böbreğinde idrar oluşumu, üç aşamalıdır.
1– Süzülme
2– Geri emilme
3– Salgılama
1– Kanın nefronlarda süzülmesi
Kalpten pompalanan kanın 14 ü böbreğe gelir. Getirici atardamarla glomerulus kılcalına gönderilir. Glomerulus getirici atardamar ile götürücü (çıkan) atardamar arasındaki kılcal yumak olduğundan kan basıncı sabit olup diğer kılcal damarların yaklaşık iki katı bir basınca sahiptir. Bu basınç ve plazma proteinleri olmayan kan plazması (doku sıvısı) böbrekteki kan basıncı ile doğru orantılıdır.Soğuk havalarda kan basıncı arttığından süzülme daha hızlı olurken sıcak havalarda terleme kan basıncının düşmesi (kılcallar genişlediğinden) süzülme daha yavaş olur.
2. Geri emilme
Bowman kapsülüne geçen süzüntü, içindeki glikoz, su, aminoasit tuz iyonlarının kanalcık hücrelerine geçmesine geri emilme denir. Biyolojik bir olaydır. Geri emilen maddeler kılcal damarlara buradan böbrek toplar damarına geçerek kan dolaşımına katılır.
Su ise sadece inen kolonda geri emilir. Çıkan kolonda su geri emilmediği için Na+ ve suyun emilimi distal tüpte devam eder.
Aktif taşımayla gerçekleşen geri emilim maddenin kandaki değişimine bağlıdır. Her maddenin kandaki normal değerine eşik değer denir. Maddenin miktarı eşik değerin üzerinde ise bu madde nefron kanalcıklarından geri emilmez. İdrarla dışarı atılır.
3. Salgılama
Süzülme ile bowman kapsüllerine geçemeyen maddeler kılcal damarlardan boşaltım kanalına aktif taşımayla geri verilirler. Bu olaya aktif boşaltım ya da salgılama denir.Sağlıklı bir insanda Suyun % 99, Na+'nın % 99,5, Glikozun % 100 ve Ürenin % 50'si geri emilir.
BÖBREĞİN DÜZENLEYİCİLİK ROLÜ
Suyun düzenlenmesi
Vücutta su gereğinden fazla ise hipofiz bezinin antidiüretik hormon salgısı durur. Vücutta su az ise antidiüretik hormon çoğalır. Hormonun etkisiyle nefron kanalcıklarının geçirgenliği artar. suyun geri emilimi artar ve dışarı az su atılır. Böbrek ve akciğerler pH'ın düşmesini (asit olmasını) önler.
BOŞALTIM MADDELERİ
Canlılarda proteinlerin metabolizması sonucu oluşan ürünlerden amonyak (NH3) suda fazla çözündüğü için çok zehirlidir.Suda yaşayan ve vücut yüzeyi difüzyona elverişli canlılarda amonyak vücut yüzeyinden ortama verilir.Amonyak bazı canlılarda daha az zehirli maddelere (üre, ürik asit) enerji harcayarak çevirirler.
Memeliler amonyağı karaciğerde bir dizi tepkime ile üreye çevirirler. Üre suda kolayca çözünür. Bu yüzden bol su ile atılır. Sürüngen, kuş ve böceklerde amonyak suda çözünmeyen ürik asit kristallerine çevrilerek katı halde atılır.
Ürikasit zehirli değildir. Nedeni suda çözünmemesidir.
Karbonhidrat ve yağların metabolizmasından oluşan H2O ve CO2 ile dış çevreden alınan suyun fazlası, Na+, K+, Ca++, Cl- gibi iyonlar, kullanılmayan ilaçlar. Hücre metabolizması ürünleri olan (HSO4)–3, (HCO3)– ve H+ iyonları, H3PO4, kreatin, tuz ve inhibitörlerde boşaltım artıklarıdır.
BOŞALTIM SİSTEMİNİN GÖREVLERİ
Metabolizma artıklarını vücuttan uzaklaştırır. Doku sıvısındaki su ve tuz mikarını düzenler. Kanın hacminin ve pH derecesini düzenler. Böylece iç ortam koşullarının değişmeden kalmasını sağlayarak kararli iç çevre (Homeostasis) sağlar.
HÜCRELERİN DIŞ ÇEVRELERİYLE DENGEDE KALMASINDA BOŞALTIMIN ETKİSİ
Canlılarda iç ortam koşullarının sabit tutulması, canlının yaşadığı ortam çeşidine (su, kara, tatlı su, tuzlu su) göre değişiklik gösterir.
1. Karasal canlılarda en önemli sorun vücudun su kaybını önlemektir. Bu yüzden böceklerde vücudun üzerinde kitin tabakadan oluşmuş bir dış iskelet vardır. Sürüngenlerde pullar ve plakalarda aynı görevi üstlenir. Kuşlarda tüyler, memelilerde deri üzerinde kıllar oluşmuştur.
Böcekler, sürüngenler ve kuşlarda boşaltım maddelerinin katı olarak atılması suyun büyük bir kısmının vücutta kalmasına neden olur.Bazı karasal hayvanlarda böbreklerde suyun büyük bir kısmı geri emilerek vücuda kazandırılır.
2. Tatlı sularda yaşayan hayvanlarda iç sıvı dış çevredeki su ortamına göre hipertoniktir. Dış ortamdan vücut içine suyun girmesini önlemek amacıyla bir çoğunda deride geçirgenlik azalmıştır. (Kütiküla pullar gibi) Ayrıca kontraktil koful, alev hücreler gibi oluşumlar aktif olarak fazla suyu atarlar.
3. Tuzlu sularda yaşayan hayvanlarda iç sıvı dış çevredeki sıvıya göre hipotoniktir. Bu hayvanların vücut içi suyunu korumaları ve vücut içine sızan tuzu da dışarı atmaları gerekir. Bu yüzden evrimsel olarak bezlerin dışarıya tuz atma yeteneği kazanmasıyla çevrelerine uyum sağlayabilmişlerdir.